MiDd0Wn Aradığınız Herşeyi Bulabileceğiniz Tek Adres...!!! |
|
| Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:48 am | |
| ADI BAHTİYAR
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
Sigara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz dağ gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken
Diyarbakırlıymış adı bahtiyar
Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar
Geçiyor önümden gülyüzlü bahtiyar
Yaralıyım yerde kalan sazı kadar
Beni tez saldılar o kaldı içerde
Çok sonra duydum ki Yozgat'ta sürgünde
Ne yapsa ne etse üstüne gitmişler
Mavi gökyüzünü ona dar etmişler
Gazete çıktı üç satır yazıyla
Uzamış sakalı çatlamış sazıyla
Birileri ona ölmedin diyordu
Ölüm bir yanında hüzünle gülüyordu
En son Admin Psc0 tarafından C.tesi Ağus. 08, 2009 4:17 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:48 am | |
| ADI YILMAZ
Dalyan gibi bir çocuktu Benim gözümde küçüktü Küstü de dağlara çıktı İner mi inmez mi bilmem
Şimdi dağların tozudur Belki isyanın sazıdır Hala kalbimde sızıdır Diner mi dinmez mi bilmem
Adı Yılmaz kendi Yılmaz Makamı yok dem tutulmaz Dağlara soru sorulmaz İner mi inmez mi bilmem
Mavi gözleri boncuktur Ölüm korkusu şuncuktur Azrail atı kancıktır Biner mi binmez mi bilmem
Parkasına kar yağmıştır Bir kenarda ağlamıştır Belki elleri yanmıştır Söner mi sönmez mi bilmem | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:48 am | |
| AH ULAN RIZA
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Madara olduk meyhaneye!
Ah eşşek kafam benim,
Nasıl da güvendim bu hergeleye!
Gelse, balığa çıkacaktık,
Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık.
Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp
Enteresan hayâllere dalacaktık.
Bu sandalı geçen hafta denk getirip
Çalıntıdan düşürdük.
Arkadaşlar ısrar etti,
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.
Saat sekizde gelecekti,
Bana birkaç milyon borç verecekti.
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
Onun peşinden mi gitti?
Eğer öyleyse yandık,
Gudubet gene yaptı yapacağını!
Geçen sene de merdivenden itip
Kırmıştı Rıza'nın bacağını.
Abi, kadında boy şu kadar;
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
Ya horlarken Rıza'yı boğacak!
Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,
Ben olsam, vallahi baş edemem! ..
Hele beş tane velet var ki boy-boy,
Allah'tan düşmanıma dilemem!
Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,
Herkesin suyuna gider.
Yoksa, kalıba vursan hani,
Tek başına on tane adam eder!
Bir keresinde, hiç unutmam
Üç-beş zibidi haraca dadandı;
Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladı!
Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
Aynı kafadaydık.
Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
Biz, başka havadaydık.
Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
Aynı takımı tutardık.
Fener'in her maçına iddialaşıp
Millete az mı yemek ısmarladık! ..
Bir tek askerde ayrıldık,
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu.
Döner dönmez evlendirdiler,
En büyük salaklığı da bu oldu! ..
Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu.
Hep tek tabanca gezdim.
Benim beğendiğimi anam istemedi,
Onun gösterdiğini ben sevmedim.
Neyse, bunlar derin mevzu...
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek.
Ufaktan yol alayım
Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek! ..
Gittim, vurup kafayı yattım;
Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini.
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
Hastaneye kavuşmadan can verdiğini! ..
Vay be Rıza! ..
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
Dün, boşuna günahını almışım,
Ne olur, kızma bu kardeşine!
Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler
Ne kolay söylediler!
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!
Ah dostum... o kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?
Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,
Yani bir daha olmayacak mısın?
Yani bir daha borç vermeyecek,
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?
Peki, beni kim kızdıracak,
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
Peki, beni bu köhne dünyada
Senin anladığın kadar kim anlayacak?
Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa,
Ne acayip şeyler yapacaktık...
Totoyu bulunca dükkân açacak,
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.
Talih yüzümüze gülecekti be! ..
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.
Hafta sonu iki yavru kapıp
Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!
Ah ulan Rıza... bu mahallenin,
Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
Benim en kıral arkadaşımdın! ..
Ah ulan Rıza... ben şimdi,
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim! .. | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:49 am | |
| ASİ BİR KÜHEYLAN
Aşiret çocuğuyam adım Küheylan
Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam
Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam vurmuşam
Onursuz yaşanmaz demişem
Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere
Yavri yavri
Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne
Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam
Asi bir Küheylanam
Anam rüzgar, babam gurbet
Bin yıldır bu koğuştayam
Diz çöktürmez beni hasret
Seni sevmişem
Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi
Seni sevmişem
Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi
Ben sazımı kılçadırların boynuna asıpta öyle gelmişem buraya
Yavri yavri
Ölürsem iradi ölürem
Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi
Asi bir Küheylanam
Gözlerini benden ayırma
Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama
Bana ne getirmişen Cico
Karda çürümüş sümbül soğanlarımı
Yoksa tozkaldıran taylarımı
Dargeçitlerdemi kanatmışan
O göçebe sevdamızın yamacına
Şimdi kimler konmada söyle
Yavri yavri
Söyle kınalı kuzun nerde
Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan
Asi bir Küheylanam
Mahmut vurma döşüme
Delerem bu duvarları delerem
Jandarma kavuşmaz peşime
Benki dipsiz uçurum boylarında
Paramparça olmuş ölmemişem
Benki huysuz nehir yataklarında
Yaralarımı çamurla sıvamışam
Nasıl sığaram düşündünmü
Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi
Yavri yavri
Dağları çıldırtan öykümü
Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam
Asi bir Küheylanam
El süremezler yeleme
Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime
Hüznün duvarlarında
Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilirmisen Yavri
Bilirmisen çiçekler çentik çentiksolar
Bu gevur ölüsü akşamlarda
Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın
Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan adımları.Donansın
Yavri yavri
Şapkam namusumdur
Koma buralarda koma
Tespihim dağılmasın
Asi bir Küheylanam
Kesmez beni bu acılar
Beni vursada bu puştlar
Ancak sırtımdan vururlar | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:49 am | |
| ALIR DAĞLAR
Baba bugün üşüyorum
Karda kaldım üşüyorum
Anama deyin sıcak bir çorba koysun
Üstümü ört baba üşüyorum
Behey babam dalmış babam
Sigarayı sarmış babam
Şapkasına hicran dökmüş
Kibrit gibi yanmıs babam
Baba bugün alır dağlar
Bu dert beni alır dağlar
Şehirlere sığmaz oldum
Fazla sürmez alır dağlar
Baba bugün ağlıyorum
Darda kaldım ağlıyorum
Duaların üzerimden eksik etme
İçim yandı ağlıyorum | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:49 am | |
| AYRILIK HEDİYESİ
şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...
şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun
soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be..bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!
şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...
şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...
kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun
(gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun) | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:50 am | |
| BABANI UNUTMA YAVRUM
Bu şarkı senin al dinle
Usulca dokun sesime
O minicik ellerinle
Babanı unutma yavrum
Yağmurlar rüzgarla barışır
Yağmurlar çimenle öpüşür
Belkide uçurum kapuşur
Babanı unutma yavrum
Bir gün tutuşup kavgaya
Kalbin hırpalandığında
Söküp verebilirim sana
Babanı unutma yavrum
Hasta iken yataklar içinde
O hayın sokaklar içinde
Sorgular yasaklar içinde
Babanı unutma yavrum
Sen benim için üzülme
Bakınca suskun resmime
O körpecik yüreğinle
Babanı unutma yavrum
Bir gün duyarsan dağlarda
Ölüm haberleri radyoda
Bende olabilirim orda
Babanı unutma yavrum | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:50 am | |
| BAŞIM BELADA
Bugün yine düşünemiyeceğin kadar başım belada
Köşe başları tutulmuş üstelik yağmur yağmada
İler tutar yani yok
Fişlenmişim adım eşkalim bilinmekte
Üstelik göğsümde yani tam şuramda
Kirli sakkalıyla bir eşkiya gezinmekte
Başım belada
Adamın biri vurulmuş sokakta
Cebinde adresim bulunmuş
Başım belada
Tabancamı unutmuşum helada
Nerden baksan tutarsızlık
Nerden baksan ahmakça
Sevdim inanamayacağın kadar seni esmer kız
Kirpiklerimde çırpınan şu tuzlu gözyaşımda
İhanetin adı yok
Neylersin ki çember daralmakta
Şimdilik hoşçakal yaban çiçeğim
Yasal mermisiyle bir komser yaklaşmakta... | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:50 am | |
| BEN BİR KADINIM
Kavrulur şu kanlı gözlerimde günler
Akşamdan bir sancıyla
Koklanmış bir gül gibi hayallerim ayak altında
Yol vermez yol vermez ağlamaya gururum
Yılların aynasında
Horlanmış vücudumda memelerim derin acıda
Ben bir kadınım ben bir insan
Taşırım karnımda paramparça can
Bir yanımda cevahir, bir yanımda kan
Bir yanım şiir destan, bir yanım kirli fistan
Bir yanım güller açmış, bir yanım viran
Savrulur şu tozlu saçlarımda rüzgar
Çıldırtan bir hışımla
Saklanmış bir sır gibi, şiirleri ateş hattında
Dayanmaz dayanmaz bu baskıya yürürüm
Sabrımın bir anında
Elimin hamuruyla çeker giderim
Canım burnumda
Ben bir kadınım ben bir insan
Taşırım karnımda paramparça can
Bir yanımda cevahir, bir yanımda kan
Bir yanım şiir destan, bir yanım kirli fistan
Bir yanım güller açmış, bir yanım viran | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:51 am | |
| BENİ DÜŞÜN, UNUTMA
Ay doğarken bir söğüdün ardından
Göl yüzünde sisli bir esinti ile
Akşamın göğsüne hüzün serperek
Ve Yağmurdan geceye çiçekli perdeler çekerek
Beni düşün, Beni düşün, Unutma
En umarsız en umutsuz günümde
Bağrına bir yumruk çökeldiğinde
Ve dağların mazlum ateşi
O güzelim saçlarına cayır cayır yanıp ulaştığında
Beni düşün, Beni düşün, Unutma
Beni düşün bir kavganın içinde
Helal bir ekemeğin peşinde
Ve kurtlardan arta kalmış yüreğimin
Can çekişen o son parçasınıda, sana sakladığımı bil
Bil ki haykırırcasına bu esir gövdemi yakarcasına
Kavuşmak için o serin bağrına
Ateşten bir yol arıyorum
Kar yağarken mor dağların ucundan
Sol yerinde sessiz bir inilti ile
Yastığın yüzüne yaşlar dökerek
Ve Akşamdan gizlice bir ah çekerek
Beni düşün, Beni düşün, Unutma
Kan kızılı bir gelincik seherinde
Sırtıma kahbe bir hançer indiğinde
Ve bu gencecik ve bu hemencecik ölüm
Çığırtken bir gazete başlığında
Çığlık Çığlık sana kavuştuğunda
Beni düşün, Beni düşün, Unutma
Beni düşün şehre her yağmur yağdığında
Islak ve kırılgan bir türkünün içinde
Göğsünden dudaklarına, doğru sancılı bir isyan kabardığında
Bastırarak kalbini avuçlarınla
Sesini okşadığımı bil
Bil ki yalvarırcasına, uzayan yollara dağılırcasına
Sonsuz bir mahşerin ortasında
Bir zemzem suyu gibi seni seni özlüyorum | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:51 am | |
| BEYAZ SEVDA
Sen mapusta solan gülsün her yanın duvar
Sen ağlama kan olur bana o yaşlar
Sen hayatın küskünüsün acının suskunu
Sen yayalada bir baharsın, tarlada rüzgar
İçimde sana dair bembeyaz bir sevda var
Sen torosta yağan karsın tarlada rüzgar
Sakın esme toz olur kapanır yollar
Sen eylemin yangınısın hayatın cılgını
Tenimde sana dair ürpertiler var
Sen munzurda akan çaysın yaylada bahar
Sen gülünce gül açar yine o dağlar
Sen sevincin dudağısın sevdanın sapağı
Sazımda sana dair esintiler var | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:51 am | |
| BİR ACAYİP ADAM
Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi benim canım ciğerim
Kimse bilmez nereli olduğunu
Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi susar akşam oldumu
Bir cebinde daskapital,
Bir cebinde kenevir tohumu
Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi benim canım ciğerim
Fırtınadan artakalmış bir teknede tevekkül içinde
Görkemli sakalı ve iğreti parkasıyla
Gizlediği macerasıyla bir acayip adam yaşardı
Akşamları susardı ben konuşsam kızardı
Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı
Hazirandı, çocuktum, evden kaçmıştım
Gelip ona sığınmıştım
Küçücük bir koydu, sığdı
Burayı keşfeden belki o oldu
Uzaktan kasabanın ışıkları yanardı
İçim anneyle dolardı ağlardım
Suphi şöyle bir göz atardı
Gizli bir cigara sarardı ağlardı
Sonra barışırdık ben flüt çalardım
Cigara sönerdi ağlardı
Nerden geldiğini bilmezdim
Kimsesizdi belki kimliksizdi
Onun macerası onu ilgilendirirdi
Kimseye ilişmezdi bir şeylere küfrederdi hep
Tedirgin bir balık gibi uyurdu
Bazen kaybolurdu arardım
Yağmurun altında dururdu
Bir kalın kitabı vardı cebinde dururdu
Her gün okurdu ben bir şey anlamazdım
Kapağını seyreder duymazdım
Sakallı bir resimdi kimdi ne kadar mütebbessimdi
Sordum bir gün Suphi’ye
Söylediklerini niye anlamıyorum diye
Bildiklerini dedi yüzleştir hayatla
Ve sınamaktan korkma
Doğruyla yanlışı o zaman ayırabilirsin
Ve onu anlayabilirsin
Sonra gülerdi
Günlerim yüzlerce ayrıntıyı merak etmekle geçerdi
Sonra yine akşam olurdu Suphi susardı
Ben konuşsam kızardı
Tekneye martılar konardı
Yüreğim Suphi’ye yanardı ağlardım
Suphi denize tükürürdü
Gökyüzünü tarardı ağlardı
Sonra barışırdık ben flüt çalardım
Yıldız kayardı ağlardık
Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi benim canım ciğerim
Kimse bilmez nereli olduğunu
Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi susar akşam oldumu
Bir cebinde daskapital,
Bir cebinde kenevir tohumu
Suphi suphi bir acayip adam
Suphi suphi benim canım ciğerim
Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı
Hazirandı, çocuktum, evden kaçmıştım
Gelip ona sığınmıştım
Bir gün aksilik oldu annem beni buldu
Suphi kaçıp kayboldu kasaba çalkalandı
Olay oldu ben sustum kanım dondu
Polisler onu bulduğunda tekti, felaketti
Herkes meydanda birikti
Karakoldan içeri girerken sanki mağrur bir tüfekti
Ansızın dönüp bana baktı anladın mı dedi
Anladım dedim anladım
Ve o günden sonra hiçbir zaman
Hiçbir yerde hiç ağlamadım | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:51 am | |
| BİR ANKA KUŞU
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi,
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Anne, beni leş gibi yiyip talan ettiler,
Teşhis edilmek için savurdular önüne.
'Yeryüzündeki acıların
Hepsini, hepsini tattım!'
Heder oldum, ekmeğime tütün kattım!
Beni milyon kere yaktılar üstüste.
Bir Anka kuşu gibi anne,
Kendimi külümden yarattım.
Geceler tanır beni; konarım göçerim ben.
Geceler tanır beni; kan damlar içerim ben.
Anne, sen beni unut. Karanlığın bağrında
Kırmızılar ekerim, siyahlar biçerim ben.
Suçüstü yakalandım bölüşürken kalbimi,
Suçüstü, kelepçeyle yardılar bileğimi.
Anne, ben diyar diyar umudun savaşçısı,
Bir tutam sevgi için dağladım gözlerimi.
Prometeus'tum, çiviyle çakılırken taşlara
Ciğerimi kartallara yedirdim.
Spartakus'tüm, köleliğin çığlığında.
Aslanlara yem oldum, tükendim.
Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum,
Kerbela çölünde Hüseyin.
Zindanlarda Cem Sultan, sehpada Pir Sultan.
Kaçıncı ölmem, kaçıncı dirilmem bu?
'Tanrılardan ateş çaldım,'
Yüzyıllarca tutuştum, üstüste yandım.
Bir Anka kuşu gibi anne,
Kendimi külümden yarattım. | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:52 am | |
| BİR VEDA HAVASI
Vakit tamam, seni terk ediyorum.
Bütün alışkanlıklardan öteye...
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum.
Doymadım inan, kanmadım sevgine.
Korkulu geceleri sayar gibi,
Birden bire bir yıldız kayar gibi,
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşk sa bitti, gül se hiç dermedik
Bul kendini kuytularda hadi dal
Sen bir suydun, sen bir ilaçtın.
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal.
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklık
İncinen bir hayatın yarasıdır
Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında
Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım
Vur kendini korkularda hadi al
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:52 am | |
| BİZ ÜÇ KİŞİYDİK
Biz üç kişiydik;
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek...
Adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara,
Boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek...
El tetikte kulak kirişte
Ve sırtımız toprağa emanet...
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi,
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık.
Deniz çok uzaktaydı
Ve dokunuyordu yalnızlık.
Gece uçurum boylarında,
Uzak çakal sesleri
Yüzümüze, ekmeğimize,
Türkümüze çarpar geçerdi.
Göğsüne kekik süredi Nazlıcan,
Tüterdi buram buram.
Gizlice ona bakardık,
Yüreğimiz göçerdi...
Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı,
Ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi.
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza,
Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi...
Oy Nazlıcan vahşi bayırların maralı,
Nazlıcan saçları fırtınayla taralı,
Sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine,
Oy Nazlıcan oy can evinden yaralı...
Nazlıcan serin yayla çiçeği
Nazlıcan deli dolu heyecan
Göğsümde bir sevda kelebeği
Nazlıcan ah Nazlıcan...
Artık yenilmiş ordular kadar
Eziktik, sahipsizdik
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça,
Gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik,
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda...
Bedirhan'ı bir geçitte sırtından vurdular...
Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları,
Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca,
Titredi ve iki yana düştü kolları....
Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
Devrilmiş bir ağaçtı ayışığında gölgesi
Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi...
Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı,
Birazdan ateşi karıştırıp bir sigara saracaktı
Oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah
O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı...
Ey Bedirhan; Katran gecelerin heyulası,
Ey Bedirhan; Kancık pusuların belası
Sen de böyle düşecek adam mıydın konuşsana,
Ey Bedirhan ey mezarı kartal yuvası...
Bedirhan mor dağların kaçağı
Bedirhan mavi gözleri şahan
Zulamda suskun gece bıçağı
Bedirhan ah Bedirhan...
Biz üç kişiydik
Üç intihar çiçeği
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Suphi... | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:52 am | |
| BÜYÜK ACILAR
yüzümden firar etti gözlerim
şimdi bir denize bakıyorlar
dört duvar arasında kalmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
kafamı çarptığım ranzanın demiri
ciğerlerimi emen soğuk duvar
saçımdaki karları çoğaltmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
görüş günüm olmadı henüz
daha yeni başlıyor büyük acılar
ve daha epey ağrıyacakmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
seni görmeyeceğim artık
zaten tamamlanmıştı anılar
ihtimal sabah alınırmışım
yanımdakiler öyle diyorlar
gözlerime iyi bakarsın umarım
günde milyonlarca kez seni ararlar
diğer tüm hisleri bırakmamışım
yanımdakiler öyle diyorlar
yanımdakiler öyle diyorlar | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:52 am | |
| CAN DOSTUM
Dün gece düşümde can dostu gördüm
Ulu bir çınardan dal verdi bana
Uzandım yüzüne yüzümü sürdüm
Ben zehir istedim bal verdi bana
Dağ yanarsa yağmur çiser mi dedim
Ten yanarsa rüzgar eser mi dedim
Can yağarsa canan küser mi dedim
Çağırdı yanına el verdi bana
Can dostum dostum kül verdi bana
Ben aşkı sırtıma vurdum da geldim
Hasretin acısını çöl verdi bana
Can dostu görünce eridim bittim
Yüreğime ateş kül verdi bana
Can dostum dostum kül verdi bana
Aşk olmazsa kalem yazar mı dedim
Dost olmazsa gönül tozar mı dedim
Hayaloğlu sana kızar mı dedim
Yanağımdan öptü gül verdi bana
Can dostum dostum gül verdi bana | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:53 am | |
| CEYLAN SENİ VURAMAM
Beni görünce kaçma ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Kimse bilmez ben nerdeyim
Zalim bir avcı degilim
Ceylan ben seni vuramam
Dağlarda gezer dururum
Akşam olur kaybolurum
Belki bende vurulurum
Ceylan ben seni vuramam
Vuramam vuramam
Ceylan ben seni vuramam | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:53 am | |
| DAĞLARDA KAR OLSAYDIM
Şu dağlarda kar olsaydım
Bir asi rüzgar olsaydım
Arar bulur muydun beni
Sahipsiz mezar olsaydım
Şu yangında har olsaydım
Ağlatıp bizar olsaydım
Belki yaslanırdın bana
Mahpusta duvar olsaydım
Şu bozkırda han olsaydım
Yıkık perişan olsaydım
Yine severmiydin beni
Simsiyah duman olsaydım
Şu yarada kan olsaydım
Dökülüp ziyan olsaydım
Bu dünyada yerim yokmuş
Keşke bir yalan olsaydım | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:53 am | |
| DEMEDİM Mİ HAYDAR?
Biz dağlarda keklik idik
Şimdi bu çöplükte karga olduk
Bizimde boyumuzu aştı bu şehir
Yerlere serildik madara olduk
Demedim mi Haydar Demedim mi sana
Bu İstanbul yutar adamı
Demedim mi Haydar demedim mi söyle
Bu şerefsiz geceler satar adamı
Biz umutlar yolcusuyduk
Rakı sofrasında bir meze olduk
Bizimde harcımız değildi sevmek
Yosmalar içinde kepaze olduk | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:53 am | |
| DİYARBAKIR
Diyarbakır düze doğru
Yar salınır bize doğru
Bu hasretlik diner bir gün
Dert dolanır saza doğru
Diyarbakır önü surlar
İçinde bir sevdiğim var
Ana bugün düğün olsun
Güller açsın, gülsün dağlar
Diyarbakır size kalmaz
Geceler gündüze kalmaz
Bu acılar biter bir gün
Devran döner güze kalmaz | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:53 am | |
| DİYARBAKIR TÜRKÜSÜ
Diyarbakır ortasinda vurulmuş uzaırım
Ben bu kurşun sesini nerde olsa tanırım
Bu dağlarda gençliğim cayı cayır yanarken
Ay vurur gözyaşına ben gecede kalırım
Üzülme sen, üzülme başını öne eğme
Gün olur kavuşuruz, dert etme Diyarbakır
Yüreğini dağlama, kanlı bezler bağlama
Bu yangın söner birgün, ağlama Diyarbakır
Diyarbakır yolunda toz olmuş dağılırım
Bu hırçın depremlerle sarsılırım kanarım
Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken
Gün doğar yaylalara, kahrımdan utanırım
Ey fırtınalı bayır, ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında ateşler, alnında kızıl bakır
Çiğdemler solar gibi, anneler yanar gibi
Dizlerine döküldüm, ağlama Diyarbakır | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:54 am | |
| DOKUNMA YANARSIN
Çocukluğum çıraklıkta geçti, kir-pas içinde
Gençliğim korsan yürüyüşlerde, mitinglerde
Hapse erken düştüm.. copla erken tanıştım
Küçük voltalardan bıktım, usandım
Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda
Adımlarımı saymadan, geriye dönüp bakmadan
Usanmadan, bıkmadan
Deli taylar gibi koşmak istiyorum!
Ve görüyorsunki aşkı beceremiyorum
Beni kendi halime bırak yavrucuğum
Ben yolumu nasıl olsa bulurum...
Upuzun çayırlarda yalınayak koşmak istiyorum
Saçlarım rüzgara konuk..yüzüm dağlara dönük
Göğsümün çeperini ölümle sınayan esaret
Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret
Kıyasıya vuruşsun istiyorum!
Koşmak.. koşmak istiyorum sevgilim
Dönemezsem affet..
Firari gecelerin uzmanı olmuşum
Bütün istasyonlarda afişim durur
Beni bir çocuk bile bulur!
Dokunma bana çıldırırsın
Dokunma bana sende ellerin tutuşur!
Koşmak istiyorum
Eksozların, molozların, yağmaların kıyısından
Onca insafsızlıkların, onca haksızlıkların
Manzarasızlıkların, parasızlıkların
Allahsızlıkların kıyısından
Kimseye ve hiçbirşeye değmeden
Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum!
Koşmak istiyorum
Şiirimin ve yumruğumun namusuyla
Kavgaya karışmadan, tutuklanmadan ve küfür etmeden
Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum!
Avucunu son bir defa, ağlamadan tutmak istiyorum
Gözlerim yüzüne küskün, sazım sevgine suskun..
Saati ayrılığa krmuşum olmaz teslimiyet
ziyan aklımı senle bozmuşum, içerim felaket! .
Kurşunlara geleyim istiyorum
Ölmek..ölmek istiyorum sevgilim
Sağ kalırsam affet
Firari acıların uzmanı olmuşum
Bütün telsizlerde adım okunur
Beni bir korkak bile vurur! .
Dokunma bana fişlenirsin
Dokunma bana, sende yanarsın | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:54 am | |
| FOSSO NECDET
Elinde bir buzbağ şişe
Dolanıyor köşe köşe
Şimdi karakola düşe
Cop tirina nirinomda
Hop tirina nirinom
Sivri burun top yumurta
Nara basar uluorta
Bekçileri tarta tarta
Tır tirina nirinomda
Tara tirina nirinom
Gene bir gün böyle zır zop
Gece bekçisi demiş hop
Belinin ortasına cop
Cop tirina nirinomda
Hop tirina nirinom
Geçirmiş bir siyah şalvar
Poz kesiyor gaddar gaddar
Tesbihi sarı kehribar
Şık tirina nirinomda
Tok tirina nirinom
Gene bir gün böyle yan yan
Hava basarak bir yandan
Karakolun sokağından
Pat tirina nirinomda
Pataküte de nirinom
Şapkası tam sekiz köşe
Zevkten olmuş dokuz köşe
Güveniyor on kardeşe
Hot tirina nirinomda
Zot tirina nirinom
Mahalleli bezmiş ama
Çıkamıyor kimse cama
Adam değil sanki kazma
Hoşt tirina nirinomda
Foşt tirina nirinom
Gene bir gün böyle çalım
Yürüyorken zalım zalım
Demişler ki gel bakalım
Şak tirina nirinom da
Şaka sukada nirinom
Fosso Necdat demiş aman
Anlamış vaziyet yaman
Kafasından çıkmış duman
Fos tirina nirinomda
Fıs tirina nirinom | |
| | | Admin Psc0 AdMiNsTaTöR
Mesaj Sayısı : 487 Kayıt tarihi : 07/08/09 Yaş : 35 Nerden : Türkiye/Bursa
| Konu: Geri: Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! C.tesi Ağus. 08, 2009 3:54 am | |
| GERİDE KALDIN SEN
Devrilip gidiyorum işte
Geride kaldın sen...
Aşınmış sevdalar gibi
Yıpranmış postallar gibi
Lime-lime, yarasız
Geride kaldın sen...
Kaprislerinle, nazlarınla
Bakışlarınla, sözlerinle
Tutulmayan vaatler gibi
Harcanmış saatler gibi
Tek başına, kararsız
Geride kaldın sen...
Buraya kadarmış güzelim
Boynumda bıraktığın diş izi
Bitmez sandığın aşk denizi
Buraya kadarmış.
Vedalaşmak isterdim oysa
Klasik bir film öyküsü gibi
Ellerini tutup usulca
Son bir kez öpmek isterdim
Kendimi mazur gösterip
Masum ve mağrur bir duruşla
Her şeyi kadere yıkmak isterdim.
Ne gerek var oysa
Yürümeyen birtakım şeylerin
Nedenlerini tartışmaktansa
Asla yürümeyeceğini anlayıp
Bunu hiç konuşmamak
Daha bir yiğitçe değil mi?
Süzülüp gidiyorum işte
Bela olmadan
Yoluna çıkmadan
Hesap filan sormadan
İncitmeden, acıtmadan...
Bir bileti yırtar gibi
Bir kabuğu atar gibi
Sıyrılıp gidiyorum işte
Geride kaldın sen...
Bir tren penceresinden
Akıp giden bozkırın
Ortasında bir kuru ağaç gibi
Geride kaldın sen... | |
| | | | Yusuf Hayaloğlu ' ndan seçmeler...!!! | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|