MiDd0Wn
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MiDd0Wn

Aradığınız Herşeyi Bulabileceğiniz Tek Adres...!!!
 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Bak, Bu Çanakkale Yadigârıdır...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin Psc0
AdMiNsTaTöR
AdMiNsTaTöR
Admin Psc0


Mesaj Sayısı : 487
Kayıt tarihi : 07/08/09
Yaş : 35
Nerden : Türkiye/Bursa

Bak, Bu Çanakkale Yadigârıdır... Empty
MesajKonu: Bak, Bu Çanakkale Yadigârıdır...   Bak, Bu Çanakkale Yadigârıdır... I_icon_minitimeC.tesi Ağus. 08, 2009 4:55 pm

Savaşa yarbay olarak katılan Cemil (Conk, sonra Paşa) anılarında askerleriyle birlikte Gülcemal Vapuruyla Çanakkaleye giderken bir İngiliz denizaltısı tarafından torpillendiklerini anlatmaktadır. Kendi deyimiyle, güverteye düşen Torik büyüklüğündeki çelik torpil parçasını da bir harp anısı olarak sakladı. Çünkü, yine kendi deyimiyle, Bir asker için harp anısı en değerli şeydir.

Cemil Conk daha sonra savaş sırasında yanı başına düşen şarapnel misketleriyle dane parçalarının birkaçını da torpil parçasının yanına koyarak kendi küçük harp müzesini oluşturdu. Zamanın İngiliz Genelkurmay Başkanı Amiral Roger Keyerin kitabında Gülcemalin savaş sırasında bir İngiliz denizaltısı tarafından batırıldığını okuyunca bu yanlışı düzeltmek için torpil parçasını Deniz Müzesine armağan etti. Zaten 1915te Gülcemal Vapuru batsaydı o sırada bir yaşında olan Orhan Veli de,

Hanginiz bilir, benim kadar,

Karpuzdan fener yapmasını;

Sedefli hançerle, üstüne,

Gülcemal resmi çizmesini

şiirini yazamayacaktı.

Harp anılarına önem veren tek asker Cemil Conk değildir. Fahret-tin Altay da anılarında harp anılarından örnekler vermektedir.

24 Mayıs 1915te ilan edilen bir günlük ateşkeste iki tarafın da, açık alandaki ölülerini toplarken anı değiş tokuşu da yaptıklarını yazmaktadır:

Birbirlerinin canlarına kasteden bu iki taraf düşman askerleri arasında az zamanda bir sempati hasıl olmuştu. Elbiselerinden kopardıkları düğmeleri bizim askerlere bir hatıra olarak verdiler, bunun karşılığında da onlardan, kendileri için bir harp anısı istediler. O zamanlar bizim elbiselerin düğmeleri gizli olduğu için bir şeyler araştırmışlar, ufak para gibi hatıralar elden ele geçmişti (Fahrettin Altay, On Yıl Savaş ve Sonrası, İnsel Yayınları, 1970, s. 103).

Yine aynı anılarında Fahrettin Altay, Çanakkalede kara harekâtının başladığı ilk günlerden bir yadigârı anlatmaktadır:

�Queen Elizabeth zırhlısı 38likleri ile ateşe başladı, bir mermi Maltepenin önüne düştü, patlayınca deprem olmuş gibi yer sarsıldı. Öteki mermi tepeyi aşarak Bigalı Vadisi�ne düşmüşse de patlamamıştı. Sonra gidip mermiyi görmüş, kamacı ustalarına boşalttırarak yaptığım şekli bakır çemberine kazımış ve bir savaş anısı olarak başkumandana göndermiştim (Bu mermi şimdi askeri müzenin bir köşesini süslemektedir).

Bu arada Fahrettin Altayın Çanakkale Savaşı sırasında 3üncü Kolordu Kumandanı Esat (Bülkat) Paşanın kurmay başkanı olduğunu belirtelim. Esat Paşanın anılarında da bir mermi öyküsü vardır. Belki o da aynı mermiden söz etmektedir:

Gözetlemek üzere erkânı harbiye reisim Fahrettin Bey ile Maltepe Köyünün tepesine çıktım. Bu sırada bir düşman zırhlısı Höyüke ateş etmeye başladı. Siperimize indik. Düşen mermilerin siperlerimizi sarstığını duyuyorduk. Bu esnada, yakınlarımızda bulunan küçük birkoyun sürüsünün yanıbaşına düşen büyük bir merminin, bir koyuna bile zarar vermediğini gördük. 400 metre kadar uzağımıza düşen 36,5 cm.lik bir mermi, patlamadı. İçindeki patlayıcı maddelerini boşalttırdım ve harp yadigârı olmak üzere, elde ettiğimiz İngiliz Seferiye Nizamnamesi ile beraber başkumandan vekili Enver Paşaya gönderdim. Bu mermi şimdi Askeri Müzededir (Esat Paşanın Çanakkale Hatıraları, Hayat Dergisi, 10 Temmuz 1959).

1915-1917 yılları arasında Mustafa Kemalin Çanakkale ve Kafkas cephesinde kurmay başkanlığını yapan İzzettin (Çalışlar, Orgeneral) Bey de günlüğünde savaş yadigârlarından söz etmektedir. (On Yıllık Savaşın Günlüğü, Hazırlayanlar Dr. İsmet Görgülü, İzzettin Çalışlar)

İzzettin Bey, günlüğüne 6 Kasım 1915te düştüğü notta Doktor Hilmiden bir İngiliz revolveri, bir fosforlu saat, bir İngiliz mavzeri aldığını yazmaktadır. Üç gün önce düştüğü notta da savaş meydanından sakladığı bir tüfeği cepheyi ziyarete gelen bir milletvekiline armağan ettiğini belirtmektedir.

İzzettin Çalışların söz ettiği bir yadigâr daha vardır.

Bu armağan, Hüseyin Avni Beyin 22 Mayısta armağan ettiği bir İngiliz düdüğüdür. Hüseyin Avni Bey, tüm üyeleri şehit olan efsanevi 57nci Alayın efsane kumandanıdır. Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından birinde Mustafa Kemalin komutası altında savaşmış olmanın mutluluğuna ermiş alaydır esfanevi 57nci alay... O günü kısaca anlatalım:

25 Nisan 1915te sabaha karşı, düşman Arıburnu yakınlarında kıyıya asker çıkararak kara harekâtını başlatmıştı. Karşılarında 9uncu Tümene bağlı çok az sayıda askerimiz vardı. Şefik Aker, komutasındaki 27nci Alayın asıl kuvvetine silah başı yaptırarak askerlerinin yardımına yetişti. Bu kuvvetin tek başına düşmanla başa çıkması olanaksızdı. Üçüncü kolordu kumandanlığıysa bu çıkarmanın asıl çıkarma olduğundan emin değildi. Bu kritik anda Yarbay Mustafa Kemal durumu çok doğru değerlendirdi ve emir beklemeden 57nci Alayla muharebeye katıldı. Verdiği emri anımsayın:

57nci Alay! Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir.

O gün bu alay çok şehit verdi. Mustafa Kemalin emrini Çanakkale Savaşı bitmeden yerine getirdiler: Komutanları dahil hepsi şehit oldu.

Çanakkale Savaşının en önemli yadigârı, hemen her Türkün bildiği bir kayıp saat olayıdır. Mustafa Kemalin Conkbayırında, göğüs cebinde taşıdığı saati sayesinde yaşamda kaldığını hep biliyoruz. Bir şarapnel misketi, saati parçalar, fakat verdiği tek zarar Mustafa Kemalin sol göğsü üzerinde küçük bir izdir. Türkiye Cumhuriyeti için en önemli savaş yadigârlarından biri olabilecek bu saati Mustafa Kemal, Liman Von Sanderse armağan etmiştir. Liman Paşa da kendi aile armasını taşıyan saatini Mustafa Kemale vererek bu savaş yadigârına ne denli önem verdiğini ortaya koymuştur. Sandersin saati Anıtkabir Müzesindedir ama ne yazık ki Mustafa Kemalin saati Sanders Ailesine sorulmuşsa da bulunamamıştır, anılar tarihinde Kayıp saat olarak yer almıştır.

Mustafa Kemalin armağan ettiği başka savaş yadigârları da vardır. Ruşen Eşrefle yaptığı söyleşide anlatıyor:

Bu muharebe cereyan ettiği sırada Kemalyerini teşrif etmiş bulunan Talat Paşa Hazretleriyle İsmail Canbulat ve Doktor Nazım Beyler o gün İngilizlerden iğtinam (ganimet) maddi muharebe hatıralarına da maliktirler. Kiminde kurşun parçalamış bir İngiliz altını, kiminde ufak tefek nişanlar, dürbün parçaları filan vardır (Çanakkale, Yeni Mecmua�nın fevkalade nüshası, Mayıs 1918, s.138). Bu armağanların verildiği gün olan 5 Haziran 1915te savaş tüm şiddetiyle devam ettiğinden Mustafa Kemal muharebe meydanındadır. Konuklarla yalnızca telefonla konuşmuştur.

Talat Paşa da Mustafa Kemali unutmamıştır ve ona, Feshanede dokuttuğu iki adet halı armağan etmiştir. Üzerlerinde Çanakkale haritası bulunan bu iki halı, Mustafa Kemalin yetiştirdiği merhum Abdürrahim Tuncakın oğlu ve kızına miras olarak kalmıştır.

Savaş yadigarları anılarına bir anı da biz ekleyelim:

Bir köy pazarındayız. Eski püskü tahta tezgahlarda domatesler, sivri biberler, salatalıklar yan yana. Bir de naylon torba var onların yanında, içi kurşun bilyelerle dolu. Soruyoruz:

Teyzeciğim bunlar nedir?

Geçen hafta topladım tarladan, savaştan kalma...

İki avuç dolusu kadar olan kurşun bilyelere bakıyorsunuz: Şarapnel misketleri bunlar, doksan yıl önceki destan savaşın kalıntıları... Gelibolu yarımadasında ister istemez girdiğiniz tarihin kutsal düş dünyasından elimizde tuttuğumuz kanıtlarla çıkabilmek olasılığı için, köylü teyzeye birkaç kuruş vererek, değerli yükümüzle köy pazarından ayrılıyoruz. İçimizde nedenini bilmediğiniz bir burukluk...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://middown.yetkin-forum.com
 
Bak, Bu Çanakkale Yadigârıdır...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MiDd0Wn :: Genel Kültür :: ******-
Buraya geçin: